Alkışlayanımızın az olması, başarısız olduğumuz anlamına gelmez..

La La Land en severek izlediğim filmlerden biri. Zaman zaman açıp bazı sahnelerini yeniden izliyorum. En etkilendiğim sahnelerden biri de Mia’nın tiyatro sahnesi..

Oyuncu olmak isteyen ve defalarca ajanslara başvurup onlarca kere reddedilen Mia, kendi yazdığı oyunu sahneye koymaya karar verir.

Köhne bir tiyatro salonu kiralar, ulaşabildiği kişilere haber verir, aylarca hazırlanır.

Oyun günü heyecanla sahneye çıkar, harika bir performans sergiler.

Sonunda ışıklar yanar ve hayal kırıklığı.. Bir kaç insan, neredeyse hepsi tanıdık, coşkusuz bir kaç alkış.. Üstelik alaycı bir kaç bakış..

Hayallerini rafa kaldırır.

Ta ki bir gün oyununu arka sırada izlemiş ve beğenmiş bir yönetmen, yeni filmi için onu seçene kadar.. Sonrası Mia’nın yükselişi..

Bazen alkışlanmayız, ama aslında çok başarılıyızdır..

Bazen tek şahit biz olsak da, yaptığımız her ne varsa en iyisini yapmaya çalışmak, önce kendimize duyduğumuz saygı.

Ve tabi bir de hayal kırıklığı görünen bir olayın, sonradan bize harikalar getirebileceğini o an göremiyoruz.

Hayal kırıklıklarınızı süpürün bugün!

Neyi neden yaşadığımızı henüz bilmiyoruz.

Yaşam bir keşfetme yolculuğu. Ve iyi ki de öyle..

Tavsiye :   Yola Devam!

Bloga e-posta ile abone ol

Bu bloga abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için e-posta adresinizi girin.