Hafta sonu biraz sosyal medyada gezindim. “Zaman hırsızı” olduklarından hafta içi pek yüz vermiyorum ☺️

Kitap için diğer sosyal medya hesaplarımdan tanıtım yapmamı söylüyorlar, elim -o fotoğraf paylaşımı sitesine gitmiyor 🙈 Siz anladınız onu.

Neden mi?

Gerçek gelmiyor! Herkes mutlu, herkes geziyor, çocuğuna aşkını ilan ediyor vs. (Ben de mutlu anları koyuyorum, kabul!)

Üzerinde bu 2 gün çok düşündüm:

Gerçek kimliğimizden uzak; dijital bir varoluş yarattık. Başkalarının yaşamlarına özenir hale geldik, duyguları emojilere hapsettik.

Gün batımına uygun filtre aramaktan; güneşin battığı anı kaçırdık!

Sanki fotoğraf olmazsa; o an hiç yaşanmamış gibi silinecek anılarımızdan..

İnsanı ve duyguları standartlaşmaya zorlayan kurumsal kimliklerden, tek tip öğrenci üreten sistemlerden hiç bir farkı yok!

Her birimizi başka bir şey yapmaya çalışan bir dünyadayız.

Bu nedenle gittikçe başarısız, özgüvensiz, keşke’li insanlar haline geliyoruz..

Emerson’un kitabımda da yer verdiğim harika bir tespiti var:

“En büyük başarı, seni kendinden başka bir şey yapmaya sürekli çalışan bir dünyada kendin olarak kalabilmektir.”

Sosyal medya bağımlılığımızı bir düşünmek lazım.

Kendimiz kalabildiğimiz bir hafta olsun 🍀☺️🙏

Tavsiye :   Yöneticilik mi Liderlik mi?

Bloga e-posta ile abone ol

Bu bloga abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için e-posta adresinizi girin.