Özgüven & Cesaret

Bazen kendimizi güvensiz, endişeli veya sıkışmış hissediyoruz. Yöneticimiz “bu iş iyi olmamış” diyor, arkadaşımız “fikrin çok saçma” diyor; kendimizi sorguluyoruz. Yaşamınızda daha fazla cesaret ve özgüvene ihtiyacınız varsa; yazılarımın size yeni pencereler açacağına söz veriyorum.

Ben Kimim?

‘’Ne kadar şanslısın!’’, ‘’keşke sendeki şans bende de olsa!’’, ‘’Off bugün de şansım yaver gitmedi.’” Ne çok işitiyoruz değil mi bu tarz sözleri? Hepimizin bildiği gibi şans, bir kimsenin bilgi ve emeğinden çok rastlantı sonucu elde ettiği elverişli durum olarak…

‘’Hata yapıyorsun… Çok yetersizsin… İstedikleri bu değil… Yine başarısız olacaksın… Geçmişte de böyleydin zaten… Senden çok daha iyileri var…’’ Kim o yukarıda konuşan kendini bilmez? Neden susmak bilmiyor? Bence çoğunuz çoktan tahmin etti bile: evet, İÇ SESİMİZ. Susturmaya çalıştıkça daha…

Sevgili Kız Kardeşim, Mektubum bugün sana. Malum; 8 Mart geldi. Bizler her ne kadar uğraşsak ve bilinci arttırmaya çalışsak da, hala bazı kurumlarda ağırlıklı yöneticiler erkek ve bazı meslekler erkek işi olarak görülüyor. Bugün “konuşmacılık” mesleğimde bile aynı şeyi görüyorum.…

Dün Kocaeli Üniversitesi’ndeki arkadaşlarımla iş yaşamını konuştuk. Gencecik ışıltılı gözlerinde endişeler ortak: Okulum uzadı, iş ararken sorun olur mu?

Yaşamı ve kendimizi zenginleştiren çoğu şeyin bedava olması ne hoş değil mi? Mesela: – Gülümsemek

“Seni sürekli başka bir şeye dönüştürmeye çalışan bir dünyada, kendin kalabilmek en büyük başarıdır!” R.W.Emerson Bu hafta olmadığım gibi bir insana dönüştürmek için ruhumu, huzurumu zorlayan bir kaç olay üst üste geldi.

İş arayan dostlarıma; Sıkça karşılaşıyorum Linkedin’de yazdıklarınızla. İsyan dolu cümlelerinizi görüyorum, mutsuzluğunuzu derinden anlıyorum. Benzer yollardan geçtik ya da yarın geçebiliriz. IK uzmanlık alanım değil, ama bir kaç önerim var:

Geçenlerde bir üniversitede seminerdeyim. Yine yaşama dair hikayelerimi paylaşıyorum. Gencecik gözler izliyor beni, biri hariç.. En ön sırada oturuyor. Yaşı belli ki 70’e yakın.

Bu aralar karşılaştığım bir gerçek var. Tüm samimiyetimle paylaşmak istiyorum: Çevremdeki %99 insan ilk kitabım “Yeni Bir Pencere Aç” ın beklediğimden az insana ulaşacağını düşünüyor.

Bir çok insan giriyor yaşamımıza. Kimini biz davet ediyoruz, kimi (iş hayatındakiler gibi) kendiliğinden giriyor.. Kimini seçiyoruz, kimine mecburuz..